Aysun KIRCA-Oyun ve Kodlama

 

Oyun, çocuklar hayata ilk gözlerini açtıkları andan itibaren çocukların doğasında var. Bu nedenle oyunsuz bir hayat düşünülemez. Çocuklar için oyun yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası. Oyun ile öğrenir her şeyi tüm çocuklar. Oyun bir köprü kurar çocukla öğrenme arasında. Bazen blokları sağa sola takar çocuk bazense aşağı yukarı artırma ya da azaltmalar yapar. Oyun zamanı ne de eğlencelidir. Hiç bitmesin isteriz. Oyunun zamanı var mıdır derseniz oyunun zamanı, yeri yoktur. Oyun her an vardır. Günümüz 21.yüzyılında her şey yerini dijitale bırakmışken oyun mu kaldı diyeceksiniz. İster materyalle ister dijital ister doğal ortamda olsun oyun yerini asla başka bir şeye bırakmaz. Oyundaki haz ve mutluluk duygusu başka bir şeyle boy ölçüşemez. Bu yüzden de öğrenmenin ana yolu aslında oyundan geçer. Çocuk oynar ve öğrenir. Oyunun temeli öğretici ve eğiticidir. Çocuk fark etmese de ne çok şey öğrenir o oyundan. 21. yüzyıl demişken gelelim çağımızın en önemli konularından biri olan kodlamaya. Kodlama her ne kadar sistemsel bir veri tabanı gibi gözükse de aslından onun da yolu oyundan geçer. Hem kodlamak için illa sayısal bir veri ya da tabansal kodlamaya ihtiyaç duymaz çocuk. Adımlarını kodlar, legoları yönlerle şekillendirir, meyveleri bile kendince bir sistemle sıralamaya koyar. Anlayacağınız çocuk hem oynar, hem öğrenir hem kodlar. Dijital sistemse oyun yoluyla çocuğun öğrenmesini destekler. Bilgi birikimini artırır.  Sen de başla oynayarak kodlamaya! Haydi kodlamaca oyunla baş başa!